Zam mı dediniz?

Zam mı dediniz?

Adanayı hallaç pamuğu gibi atan trafik keşmekeşine kim son verirse eli öpülesi insandır. Çok çekiyoruz şu trafik meselesinden... Otobüsler, dolmuşlar, özel araçlar, motosiklet, ne ararsan var. Bir düzen yok. Şehiriçi trafik belli saatlerde içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Dünyanın en pahalı benzinini kullanmamıza rağmen 'tık' yok. Herkes alabildiğine araçlarla çıkıyor trafiğe. Bisiklet kullanma kültürümüz yok. 'Bize yakışmaz' diyoruz belli ki. Zahmetsiz, masrafsız, sağlıklı ama yok işte. Kullanmıyoruz, almıyoruz, binmiyoruz.

***

Geçtiğimiz hafta bir gazeteci arkadışımız trafikte sıkıştırılıyor. Umut Yüzer, aracıyla seyrederken dolmuş şoförünün birinin gazabına uğruyor. En iyisini yapıyor ve olay yerinden uzaklaşıyor. Bu olaydan sonra Minibüs ve Otobüsçüler Odası'nın zam isteğine tanık oluyoruz. Dedik ya akaryakıt pahalı, herşeye zam gelince doğal olarak minibüs ve otobüsçüler de 'zam' istiyor.

Bir tek gazeteciler zam istemiyor. Yeni Adana'nın satış fiyatı 5 yıldır 25 kuruş.

***

Neyse konumuza dönelim. Şehiriçi taşıma ücreti 1.5 TL. Nereden inip nerede bindiğin önemli değil, ücret belli. Taşıma ücretlerine zam istemeleri doğaldır, belki de haklarıdır. Ama Minibüs ve Otobüsçüler Odası'nın'zam'dan önce yapması gereken bir yığın iş var. Umut'un başına gelenlerden haberleri olmuştur. Gereğini yapmışlardır belki de... Bu olay bir gazetecinin başına gelip televizyona yansıdığı için belki de anında müdahale edilmiştir. Kimse itiraz etmesin. Gerçek budur.

***

İşini layıkıyla yapan, yolculara kibar davranan, dürüst şoför ve muavinleri dışarıda tutarak bazı şeyler anlatmak istiyorum. Adam mahalleden çıkıyor, yavaş yavaş ilerliyor. Belli bir noktaya gelince bir bakıyorsunuz kaptırmış gidiyor. Aynı hatta çalışan başka bir dolmuşa yetişiyor ve yarış başlıyor. Dolmuştaki yolcular oturdukları yerlere sıkıca sarılıyor. Biri sağdan diğeri soldan ralli yapıyor arkadaşlar. Arada bir burun buruna geliyor ve birbirlerine laf atıyorlar. Bazen ağızlarından küfür de çıkıyor. Küçüksaat'teki İş Bankası'na dolmuşuyla girmekten son anda acı frenle kurtulan şoför arkadaş hafızamdaki yerini koruyor. Siz o arkadaşın son anda kurtulduğuna bakmayın kurtulamayıp işyerlerine girenleri de gördük bu memlekette...

***

Halk otobüslerinde çalışan bazı muavin kardeşlerim de kusura bakmasınlar. Bir gazeteci size kart gösterip bindiği zaman neden bu kadar zorunuza gidiyor anlamıyorum. Cebinizdeki parayı gasp ediyormuşuz gibi muamele yapma hakkını kimden alıyorsunuz? Ya arkanızı dönüp içinizden saydığınız küfürlere ne demeli? O kötü sözler, o küfürler bir bakıma sizin kalitenizi ortaya koyuyor. Bazı arkadaşlarımızın yüzüne karşı,'Bilseydim seni otobüse almazdım', 'Bu kart geçersiz', 'Kime şikayet edersen et' tarzındaki yaklaşımlar size birşey kazandırmadı, kazandırmayacak. Aksine hep kaybettirecek...

Sıralamaya çalıştığımız sorunlar başta olmak üzere esnafın sayın başkanlarının da çok iyi bildiği bazı hususlar sona ermeden 'ZAM İSTİYORUZ' çığlıkları bana anlamsız geliyor.

Sorunları çözün, zammınızı da paşa paşa isteyin.

Yunus Emre'nin dediği gibi: 'Mal da yalan, mülk de yalan, al biraz da sen oyalan...'

SATIR ARASI

M.ÖMER ÜNEY

o.uney@yeniadana.net

adanaulus

20.10.2012 13:33:26

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI