ZEYDAN KARALAR: KÖSTEK YERİNE DESTEK BEKLİYORUZ
Manşet Haber 18.04.2020 13:15:38 0

ZEYDAN KARALAR: KÖSTEK YERİNE DESTEK BEKLİYORUZ

ZEYDAN KARALAR: KÖSTEK YERİNE DESTEK BEKLİYORUZ






 





Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, kamuoyundan ve bilim insanlarından takdir görmesine rağmen iktidarın eleştirdiği sahra hastanesini Sözcü Gazetesi’ne gezdirdi. Karalar, “Biz de Türkiye Cumhuriyeti’nin bir kurumuyuz. Kendi insanlarımıza hizmet edeceğiz. Köstek yerine destek bekliyoruz” dedi.





Adana Büyükşehir Belediye
Başkanı Zeydan Karalar, Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek 1000 yataklı sahra
hastanesi kurdu.





Dünyada genellikle açık ya da daha korunmasız alanlarda kurulan
sahra hastanesini Adana'da her türlü elektrik, su ısıtma, soğutma altyapı
sistemi hazır olan fuar alanına kuran Zeydan Karalar, iktidar tarafından gelen
eleştirileri anlamanın mümkün olmadığını söyledi.





Zeydan Karalar, corona virüs
vakalarının ABD’den sonra en çok görüldüğü İtalya’dan gelen hastane
görüntülerinin kendilerini böyle bir hazırlığa ittiğini belirterek, şunları
söyledi:





UMARIM
İHTİYAÇ OLMAZ





* İtalya'da koridorlarda insanların yattığını görünce ciddi bir
anlamda bir sahra hastanesi hazırlığına başladık. Bu gördüğünüz dünyanın en
modern sahra hastanesinden birisi.













*
 Elbette biz bir şehir hastanesi yapmıyoruz, sıfırdan bir
dört dörtlük hastane yapmıyoruz. Dünyada örnekleri olduğu gibi bir sahra
hastanesi yapıyoruz. ABD, İngiltere ve Çin’de yapılan örneklerinin çok daha
üzerinde bir sahra hastanesi kurduk. Umarız, dileriz ihtiyaç olmaz. Ancak
ihtiyaç olduğunda da 10 doktor 20 hemşire ve hemşire yardımcısıyla burada
göreve hazırız.





Zeydan Karalar, hastanenin şu anda 216 yataklı bölümünün
tamamlanmış olduğunu, ihtiyaç halinde ise 1000 yatağa hemen çıkabilecek
hazırlıkta olduklarını belirterek, “Dünyadaki örneklerinde
sahra hastanelerinin açık alanlarda bile kurulduğunu görüyoruz. Burası park
alanları, havalandırması, ısıtması, soğutması, her türlü doğal afete karşı
önlemi olan yapısıyla dünyadaki en iyi sahra hastanelerinden birisi”
 dedi.





İYİ NİYETLİ BİR GİRİŞİMİ
DİDİK DİDİK ETTİLER





Karalar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra bazı
bakanlar ve AKP milletvekillerinin sahra hastanelerini eleştirmelerine yönelik
olarak da şunları söyledi:











* Bunlara kamuoyu cevap veriyor zaten. Bu işin uzmanları, bilim insanları,
profesörler bu işin çok yerinde olduğunu söylüyorlar. Ben iktidarın temsilcisi
ben olsam, böyle iyi niyetli bir girişimi oradan buradan didiklemek yerine “Güzel
bir girişim bir eksiğiniz varsa tamamlayalım”
 derdim.





KÖSTEK
YERİNE DESTEK BEKLİYORUZ





* Neticede biz bunu corona virüsüyle savaşta devletimize,
milletimize, hükümete yardımcı olmak adına yapıyoruz. Neticede biz de Türkiye
Cumhuriyeti'nin bir kurumuyuz ve Türkiye Cumhuriyeti’nin insanlarına hizmet etmek
için yapıyoruz. Bizim ülkemiz dünyanın herhangi bir yerde facia olduğunda oraya
da el uzatıyor. Biz de kendi insanlarımıza el uzatıyoruz. Çok faydalı bir
girişim, biz köstek yerine destek bekliyoruz.”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°