Zeytinyağı için Anadolu yollarına düştüler
Manşet Haber 8.12.2012 23:00:48 0

Zeytinyağı için Anadolu yollarına düştüler

Zeytinyağı için Anadolu yollarına düştüler



Zeytin ağacı varlığını 90 milyondan 180 milyona çıkaran Türkiye önümüzdeki 4-5 yıllık süreçte zeytin ve zeytinyağı üretiminde dünya ikinciliğine yerleşecek. 650 bin ton zeytinyağı, 1 milyon 200 bin ton sofralık zeytin üretiminin hedeflendiği zeytincilik sektöründe ihracatı arttırmak için yurtdışında yoğun tanıtım kampanyası yürüten Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi, yurt içinde de zeytin ve zeytinyağı tüketimini arttırmak için

Anadolu’da zeytin ve zeytinyağı tanıtım ve tadım etkinlikleri’nin üçüncü halkasına Eskişehir’den start verdi. Sırada Antalya ve Diyarbakır var.

Yeni sezona girmenin coşkusunun yaşandığı zeytincilik sektöründe, bir yandan hasat devam ederken, bir yandan hasat edilen ürünlerin tüketimini arttırma çalışmaları sürüyor. Türkiye’nin ürettiği zeytin ve zeytinyağının yurtiçinde ve yurtdışında tanıtımı için çalışan Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi, yeni sezona girilmesi ile birlikte tanıtım çalışmalarına hız verdi.

Kasım ayı içerisinde 14-16 Kasım 2012 tarihlerinde Çin’de düzenlenen Food Hospitality China 2012 Fuarı ile 26-29 Kasım 2012 tarihlerinde Irak’ın Erbil kentinde düzenlenen Agro Food 2012 Fuarı’na katılarak yeni hasat zeytin ve zeytinyağlarımızı alıcıların beğenisine sunan ZZTK, şimdi de Anadolu’da zeytin ve zeytinyağı tanıtım ve tadım etkinliklerine hız verdi.

Zeytin ve zeytinyağının iç piyasada tanıtımı için Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi olarak hazırladıkları, “Zeytinyağı: Sağlıklı ve Lezzetli” isimli proje ile Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’nden üçüncü kez hibe desteği aldıklarını anlatan Ölken, “Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı tüketimi diğer zeytin ve zeytinyağı üreticisi ülkelerin çok altında.  Önümüzdeki 4-5 yıllık süreçte oluşacak 650 bin tonluk zeytinyağı rekoltesinin tüketilebilmesi için istikrarlı ve sürdürülebilir bir ihracat yanında güçlü bir iç piyasanın varlığına ihtiyaç olduğuna inanıyoruz. Daha önce İstanbul, Bursa ve Ankara’da yaptığımız etkinlikleri bu kez Anadolu’ya yayıyoruz. Bugün Eskişehir’de tadım ve tanıtım etkinliği düzenliyoruz. Sonraki süreçte Antalya,  Diyarbakır ve Erzurum’da tanıtım yapacağız. Türkiye’de kişibaşı1.5 kg. seviyesinde olan zeytinyağı tüketimini kısa vadede2 kg.’a orta vadede 3 kg’a, uzun vadeli bir programla 5 kg’a çıkarmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

ZZTK’nın kurulduğu 2007 yılından bu yana dış tanıtım ve iç tanıtımı paralel yürüttüğünü anlatan Ölken, ZZTK’nın Anadolu Turu’nda ilk durağı olan Eskişehir Espark AVM’de düzenledikleri tanıtım ve tadım etkinliğinde Eskişehirliler’in zeytin ve zeytinyağına ilgisinin, Eskişehir’de zeytinyağı tüketiminin önümüzdeki yıllarda ciddi bir ivme kazanacağını gösterdiğini ve kendilerini umutlandırdığını söyledi.

Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi, önümüzdeki haftalarda Diyarbakır, Antalya, Erzurum’da Alışveriş Merkezleri’nde zeytin ve zeytinyağı tadım ve tanıtım etkinlikleri ile Anadolu’da zeytinyağı tüketimini arttırma çalışmalarını sürdürecek.

Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtım Komitesi, Anadolu’da yaptığı tanıtım çalışmalarına, Aydın Ticaret Borsası Akredite Tadım Paneli uzmanları Gözde Şahin ve Burcu Keser’de katılarak mini tadım eğitimi ile tükecilere kusursuz zeytinyağını anlatıyorlar. Kaliteli zeytinyağı seçmenin püf noktalarını tüketicilere öğretiyor.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°