Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'nin kafeteryasındayım. Okuduğum kitaba dalmışım. Bir ara başımı kaldırıp etrafa bakındığımda Trakyalı yazar arkadaşım Güven Serin'i gördüm. Her birimiz kafeteryanın başka bir ucundaki masalardaydık. Uzaktan selamlaştık. Sonra ben yerimden kalkıp onun oturduğu masaya gittim.
Köşe yazılarıyla Tekirdağ'ın her türlü sorununa dikkat çekip çözüm önerileri getiren Güven Serin'le hemen hemen aynı yaştayız. Tekirdağ'da yerleştiğimiz günlerde tanışmış değişik toplantı ve kültürel etkinliklerde bir araya gelerek samimiyetimizi ilerletmiştik.
Güven Serin de benim gibi kültür merkezi içindeki Tekirdağ İl Halk Kütüphanesi'ne kitap almaya gelmiş.
Ben de hem okuduğum kitapları iade etmek hem de yenilerini almak için oradaydım.
Birlikte uzun bir sohbette bulunduk. Bir saati geçen söyleşimizde değişik konulardan söz ettik. Dünya görüşümüz, hayata ve insanlara bakış açımız hemen hemen aynı olduğundan birimiz konuşup birimiz dinledik. Zaman su gibi geçti.
Güven Serin müsaade isteyip ayrıldıktan sonra kütüphaneye geçip ödünç aldığım kitapları iade ettim.
Bu arada okumak için yeni kitaplar ararken tesadüf eseri Çukurovalı yazar arkadaşlarım Özcan Karabulut'un 'Aşkın Halleri' adlı öykü kitabı ile Zeki Karaaslan'ın 'Çürük Hayat' adlı romanını aynı rafta yanyana gördüm. Sanki kendilerini görmüş gibi mutlu oldum.
Öykü yazarlığının ustalarından Özcan Karabulut halen Ankara'da yaşıyor, şair-yazar Zeki Karasaslan ise Adana'da..
Özcan Karabulut'la birkaç kez Sarıyer Edebiyat Günleri'nde görüştük ancak Zeki Karaaslan'la görüşmeyeli çok uzun yıllar oldu.
Kendimiz bir araya gelemesek de dostların kitapları bu şekilde karşımıza çıkıp bize onları hatırlatıyor.
Hepimiz bugün varız yarın yokuz. Önemli olan bu dünyada bir hoş seda bırakmaktır. İnşallah öyle oluruz.
Gerçek dostlara selam olsun.