İfral TURGUT

Tarih: 19.10.2025 17:27

GAZİ, LATİFE HANIM VE UŞAKİZADE KÖŞKÜ

Facebook Twitter Linked-in

Çok severim İzmir’i. Orada çocukluk arkadaşlarım, okul arkadaşlarım, meslektaşlarım, sosyal hayatın bana kazandırdığı dostlarım var. İzmir benim için sadece bir şehir değil, okumakla bitmeyecek bir tarihtir. Orada görev yaptığım 2.5 yıl içinde her fırsatta gezdim, gidebildiğim her yere gittim. 

Bir arkadaşım beni Uşakizade köşküne götürdü. Şimdi müze. Müzede bir müdürle bir çaycı kadından başka kimse yok. Müdür bizi görünce çok mutlu oldu. Bırakmadı, ikramlarda bulundu, bize Atatürk’le ilgili kitaplar verdi, her odayı kendisi gezdirdi. Atatürk’ün oturduğu yerlerde oturmak, nikahının kıyıldığı masaya dokunmak, yemek masasında oturmak çok özel bir duyguydu. Sonra köşkün hikayesini anlattı. 

Uşakizade Hacı Sadık Bey, kervancılık yapmakta ve Ege'nin incirini, kuru üzümünü, arpasını, buğdayını ve her türlü ürününü İzmir' e taşır. Kervanındaki deve sayısı 2.000’i geçmiştir.

Ne var ki,1858’de  Osmanlı’nın ilk demiryolu, İzmir-Aydın hattı açılınca kervanla ticaret önemini yitirir. O da İzmir’e taşınır, ihracatçılık yapmaya başlar. Artık bir ayağı Avrupa’dadır. Hatta Paris’teki bir sergide ihraç ettiği halı altın madalya kazanır.

Sadık Bey, Uşakizade ailesinin şanına uygun yazlık bir köşk   yaptırmak ister. İzmir'in dört ayrı yerinde dört arazi belirlenir. Sadık Bey bir koyunu parçalatarak bu dört araziye astırır. Amacı etin en son bozulduğu, İzmir’in en temiz havasının olduğu yeri bulmaktır. Sonunda  bugünkü yer satın alınır.  

Köşk yapılır ama köşke bir şey daha ilave edilir. Semtin ve  kendi çocuklarının okuması için bir ilkokul. Sadık Bey’in oğlu Muammer Beyin altı çocuğu vardır. En büyükleri, Latife.   

Sadık Bey çocuklarına çok iyi eğitim sağlar. Muammer Bey, henüz 20 yaşlarında iken İzmir’in en önde gelen tüccarları arasına girmiştir. İngiltere’ye orman ürünleri, pamuk, üzüm, incir, tütün satar. Abdülhamit dönemi ihracatçıları arasında tek Türk’tür. Babasının İngiltere ve Amerika’ya yaptığı ihracatı daha da  geliştirir.  

Latife büyür, Arnavutköy Amerikan Koleji'ni bitirdikten sonra Sorbonne Üniversitesi'nde Siyaset ve Hukuk eğitimine başlar. Bu arada, İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve Rumca öğrenir. Paris’te yaşamaktadır ama gözü kulağı Türkiye’dedir. 

Sakarya Meydan Savaşı kazanılınca, babasına, “Babacığım ben inandım, İzmir kurtulacak. Mustafa Kemal Paşa yakında ordularıyla İzmir’e girecek. Ben onların girişini görmek için İzmir’e döneceğim,” der ve döner.

Mustafa Kemal, 10 Eylül 1922’de İzmir Valiliği’ne gelir. Kendisine  Karşıyaka İplikçizade Köşkü tahsis edilir. Hani şu köşke girişinde yere Yunan bayrağı serilen ve Mustafa Kemal’in, “Kaldırın o bayrağı. Bayrak bir milletin namusudur,” dediği köşk.   

Başyaver Salih Bozok, Mustafa Kemal’in talimatıyla Başkomutan karargahı olabilecek bir yer arar. Arayışları onu Uşakizade Köşkü’ne getirir. Bozok, bahçıvandan Latife Hanım’ın İzmir'e Gazi Paşa'yı karşılamak için geldiğini öğrenir ve Latife Hanım’la tanışarak isteğini bildirir. Latife Hanım hiç düşünmeden, “Gazi'yi konuk etmekten şeref duyarım, ben bu günleri görmek için buralara koştum geldim,” der. 

 

 

Gazi henüz Latife Hanım’a cevap vermemiştir ama 13 Eylül günü Ermeni mahallesinden başlayan  bir yangın, rüzgârın etkisiyle hızla çevreye yayılır ve en az 25.000 ev ve iş yeri yanar. Gazi mecburen Uşakizade Köşkü’ne gelir. Bu geliş onun ve Latife Hanım’ın kaderini de değiştirecektir. Çünkü Gazi burayı karargah yapar, bir çok harekatı buradan yönetir, misafirlerini burada ağırlar ve burada evlenirler. 

Gazi köşke geldiğinde yangın hala devam etmektedir. Köşkün taraçasından yangını hüzünle seyrederken Latifeye Hanım’a, “Bu yangın yerinde size ait emlak var mı,” diye sorar. Latife Hanım da, “Emlakimizin önemli bir kısmı yanan sahadadır; fakat ne beis var Paşam. İsterse hepsi yansın. Yeter ki, siz sağ olun. Bu mesut günleri gören insanlar için malın ne kıymeti olur, memleket kurtuldu ya,” diye cevap verir. Gazi, gözlerini alevlerden ayırmadan mırıldanır: “Evet, yansın yıkılsın, hepsinin yerine gelmesi mümkündür.” 

Yandı yıkıldı İzmir. Yerle bir oldu. Arkasına bakmadan kaçanlar   bu vatanın bize ait olduğunu bir kere daha anladı. Biz de İzmir’i yeniden dünyanın en güzel şehirlerinden biri yaptık.

BU ÜLKE ÇOK YIKIMLAR, ÇOK YANGINLAR GÖRDÜ. AMA

 

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —