Türkiye’nin en istikrarlı kadersizliği, düzeli olarak mağdur yaratma alanındadır. Bu konudaki ülke başarısı her daim 100 üzerinden 90 + not ortalamasına sahiptir.
Eskiden askeri dönemlerde zirve yapan otoriter yönetim tarzı, AKP’nin son yıllarında sivillerin de askerlerden aşağı kalmayacağını gösterdi. Bir başka anlatımla sivil vesayet, askeri vesayeti solladı!
Devletin kumanda merkezinde oturanlar zulüm mekanizmasını kullanmadan edemezler. Aşağıdakileri profilleriyse hiç değişmez. Emek, emekçi, işçi, köylü, dar gelirli, sol, sosyalist, komünist gibi geniş yelpaze içinde yer alanlar her baskı dönemini değişmez “zanlıları” olarak hapishanelerde, adliye koridorlarında, sürgünde çile çekmeye mahkûm olurlar.
Buna karşın her dönemde yeni direniş noktaları da oluşur. Son dönemin ortaya çıkardığı yeni direniş odağı olarak Aile Dayanışma Ağı (ADA) var. AKP’nin sandıkta kaybettiği belediyeleri geri alma operasyonlarıyla hapse attığı belediye başkanları ve belediye bürokratlarının eş ve yakınları tarafından oluşturulan ADA, her cuma Saraçhane Parkında saat: 11.00’de bir araya geliyorlar.
ADA bir inisiyatif. Başkanı, yönetim kurulu, yürütme kurulu, denetim kurulu falan yok. Gönüllülüğe dayalı bir oluşum.
Ama bir lideri var: Dilek Kaya İmamoğlu!
ADA’nın geçen Cuma (31 Ekim 2025) yapılan son etkinliğini yerinde izledim. Parkın ortasına kurulan kürsüye ilk olarak Dilek Kaya İmamoğlu geldi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mektubunu okudu. Sadece mağdur bir eş değildi artık Dilek Hanım. Türkiye’deki adaletsizliğe karşı cesaretle bayrak açan bir kanaat önderi oldu. Onun konuşmaları, tespitleri, dikkat çektiği noktalar toplumda karşılık buluyor.
1990’ların ikinci yarısında katledilen gazeteci Metin Göktepe davası sırasında bir kadın önder ortaya çıkmıştı. Gazetecilerin Annesi Fadime Göktepe’nin mücadelesi sonunda katil polisler hapis cezaları almışlardı.
Dilek Kaya İmamoğlu da dönemin koşulları sayesinde toplumsal bir önder haline geldi. Çok etkili konuşuyor. Onun mitinglerde yaptığı konuşmalar, alkışlar ve sloganlarla heyecan dalgaları yaratıyor.
En son açılan “çaresizlik” içeren casusluk saçmalığına karşı Dilek Kaya İmamoğlu’nun tepkisi Aziz Nesin’in çıtasına erişti:
-Son incelemelere göre Roma’yı da Ekrem İmamoğlu’nun yaktığı iddia ediliyor. Her ne kadar o dönemde yaşamamış olsa da biz yine de bu konunun titizlikle araştırılmasını talep ediyoruz. Yeter ki soruşturmalar yürüsün. Tarih bekleyebilir!
Dilek Hanım ADA’nın on birinci toplantısında şöyle meydan okudu:
-Duruşmalar TRT’den canlı ve sansürsüz yayınlarsın!
Satır aralarında adeta “kimin suçlu olduğunu gösterelim” diyordu. Böylesi bir özgüven ancak lider kumaşı olanlara nasiptir. Dilek Hanım, Ekrem İmamoğlu ile aynı kumaştan olduğunu her geçen gün gösteriyor.
ADA’nın Saraçhane toplantısında belediye başkanları, milletvekilleri, hukukçular, doktorlar ve gazeteciler vardı. Uzun meslek yaşamında sayısız baskı dönemine tanıklık eden gazeteci Zeynep Oral da elinde not defteriyle konuşmaları not alıyordu. Eskiden Zeynep ile konserlerde, festivallerde, sergilerde ve de en çok Milliyet’in koridorlarında karşılaşırdık. AKP’nin “yükseliş dönemiyle”(!) birlikte adliye koridorlarında, hak arama eylemlerinde görüşür olduk. Askeri diktalar dönemi bitti, iyi insanlara yönelik çileler baki kaldı. Yeni zalimler ile eski zulümlere sarmaş dolaş olunca ahlaklı insanlar adres vererek “biz de varız” diyorlar:
-Yeni direniş noktası ADA!
Not: Bugün (6 Kasım Perşembe) Fikri Sağlar ve Ekin Kadir Selçuk ile Bartın Kitap Fuarı’nda söyleşi ve Mücadelenin Onurlu Yolu Fikri Sağlar Kitabı imzası yapacağız. Belediye Kültür Merkezi saat: 19.00 . Bartınlı dostları bekliyoruz.