İfral TURGUT

Tarih: 10.01.2021 11:41

BOĞAZİÇİ REKTÖRÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Facebook Twitter Linked-in

 

Atatürk her şeyden önce eşsiz bir eğitimci, hatta bir eğitim bilimciydi. İki şeye çok inanıyordu: 1.Türkiye, İstiklal Savaşını mutlaka kazanacak ve muasır medeniyetler seviyesine ulaşacaktı. 2. Hangi alanda olursa olsun, bir ülkenin geri kalmışlığının tek sebebi eğitimsizlikti.

Sakarya Meydan Muharebesi'nin en kritik günlerinde, top sesleri Polatlı’dan duyulurken, Ankara'da Maarif Kongresi'ni topladı. Zaferden sonra, eğitim alanında yapılacak de vrimleri planlıyordu. Savaşın önemine rağmen kongreye bizzat katıldı. Açış konuşmasında, “millî” ve “çağdaş” bir eğitimin temellerinin atılmasını, yapılacak işlerin sağlam bir programa bağlanmasını istiyordu.  “Yüzyıllarca süren derin idarî ihmallerin devlet bünyesinde açtığı yaraları iyileştirme yolunda harcanacak çabaların en büyüğünü, hiç şüphesiz, irfan yolunda kullanmalıyız. Şimdiye kadar izlenen öğretim ve eğitim yöntemlerinin, milletimizin gerileme tarihinde, en önemli etken olduğu kanısındayım. Orduların yönetilmesinde nasıl ilim ve fen rehber edinilerek zafere ulaşılmış ise, milletimizi yetiştirmek için kaynak olan okullarımızın ve yüksek öğretim kurumlarımızın kuruluşunda da ilim ve fennin yol gösterici olacaktır,” diyordu.

İşi uzmanlarına, liyakat sahibi bilim adamlarına bırakmak onun prensibiydi. Ancak bazı temel ilkeler koymayı ve onlara sıkı sıkıya bağlı kalınmasını istiyordu.  Eğitim eski devrin hurafelerinden, boş inançlarından, Doğudan ve Batıdan gelebilecek zararlı etkilerden uzak olmalı, milli karakterimize ve tarihimize uygun bir kültüre dayanmalıydı. Ayrıca ve mutlaka, gelecekteki kurtuluşumuzun büyük önderleri olarak selâmladığı öğretmenlere derin bir saygı duyulmalıydı.

Okullarda kız ve erkek öğrencilerin bir arada okumasını istiyor ve kadını erkeğinden kaçan, çekingen, sorumluluklara katılmayan, kişiliği zayıf insanlar olarak görmek istemiyordu  “Kadınlarımızı da erkeklerimiz gibi sorumluluğunu bilen, çağdaş düşünceli olarak yetiştirmeliyiz,” diyordu..

 Bütün bunları sağlayabilmek için;

Sordular Atatürk’e;

- “Cumhurbaşkanı olmasa idiniz, ne olmak isterdiniz?”  Ve cevap:

- “Millî Eğitim Bakanı olarak eğitim davasına hizmet etmek isterdim.”

 

BİR ÜLKEYİ YENİDEN KURMAK İÇİN İŞE EĞİTİMDEN BAŞLAMAK GEREKİYORSA,

 

 

KAYYIM, ”Boğaziçi dünyada ilk 500’de yok. Buraya onun için geldim,” DEMİŞ.

 

 

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —