İfral TURGUT

Tarih: 10.06.2020 19:39

BÜYÜK KÖTÜLÜKLER, BÜYÜK ACILAR ve GEORGE FLOYD

Facebook Twitter Linked-in






Büyük kötülükler, küçük kötülükleri unutturur. Büyük acılar, küçük acıları hissettirmez.





Bir kolunuz koptuysa, diğer kolunuzdaki bıçak yarası umurunuzda bile değildir. Eviniz yanmış, aileniz yok olmuşsa, arabanızın çalınması aklınıza dahi gelmez. Bir deprem olmuş şehrin tamamı yok olmuşsa, bir trafik kazası pek de umurunuzda değildir.





Bu örnekler çoğaltılabilir.





George Floyd… Cenazesi kalktı. Tabutu beyaz atların çektiği, beyaz cenaze arabalarıyla mezarlığa götürüldü. Özel törenler yapıldı. Devlet törenleri gibi.İlki öldürüldüğü Minneapolis’te,ikincisi doğum yeri North Carolina’da, üçüncüsü memleketi Houston'da olmak üzere, üç ayrı eyalette düzenlenen ve binlerce insanın katıldığı üç ayrı törenle annesinin yanında toprağa verildi. Siyahıyla, beyazıyla binlerce Amerikalı, tabutunu ziyaret ederek saygı duruşunda bulundu. Başkan Adayı Joe Biden, 'George Floyd için adalet gerçekleştiğinde, Amerika'da gerçekten ırksal adalete doğru yola çıkmış olacağız,'diye mesaj gönderdi.





Hiç birimiz biliyor muyuz George Floyd’un masum olup olmadığını? Hiç aklımıza geldi mi sormak? Kendi adıma söyleyeyim, ben bilmiyorum. Ama polis onu kovalamış, yakalamış, yere yatırmışsa, mutlaka bir suçu olmalı.





Hukukçu değilim ama şunu iyi biliyorum: Yapılan muamele verilecek cezadan ağır olamaz. Floyd’a o kadar insanlık dışı, o kadar caniyane ve o kadar vahşice bir muamele yapıldı ki, ”Suçu neydi acaba,” diye sormak aklımıza bile gelmedi. Zaten gelmemeliydi. Büyük günah küçük günahı, büyük kötülük küçük kötülüğü unutturmuştu.





Toplumsal hayat da böyledir. Millete yapılan kötü ve ağır muamele, bireysel kötülükleri unutturur. Yıllardır yaşadığımız travmalar, çoğu hukuki, sosyal, ekonomik kötülükleri kanıksattı. Başımızı bir beladan kurtarmadan, “Bu ne anlama geliyor,” diye sorma fırsatını bulamadan, “Yarın ne gibi tuzağa düşeceğiz,” diye endişelenmekten, düşünme çarklarımız çalışamaz oldu.





Bir de demezler mi ki, “Bunlar daha iyi günlerimiz.”  Daha kötüsünü ne olabilir ki?





DİLERİM,







Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —