İfral TURGUT

Tarih: 17.03.2024 22:17

HAYATLARIMIZI EMANET ETTİKLERİMİZ

Facebook Twitter Linked-in

 

 

Türk Tabipleri Birliği, 2022 yılında, 1.344’ü uzman, 1.341’i ise pratisyen hekim olmak üzere toplam 2.685 doktorun, “İyi Hal Belgesi” almak için baş vurduğunu açıkladı. Son beş yılda gidenlerin sayısı 10.000’i aştı.

Dertleri ne acaba?

II. Mahmut dönemi. Mustafa Behçet ufku açık bir hekim. 14 Mart 1827’de, ülkede bir cerrahhane kurulmasını istiyordu. Düşüncelerini II. Mahmut’a açıkladı. II .Mahmut ikna olunca, Hekimbaşı Mustafa Behçet’in hayali gerçekleşti ve 14 Mart 1827’de, ilk cerrahhane, Şehzadebaşı’daki Tulumbacıbaşı Konağı’nda, Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kuruldu. 

Osmanlı Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmıştı. İngiliz Donanması, topları şehre dönük, Haydarpaşa Limanı'nda demirlemiş. İşgalciler dönemin Tıp Fakültesi Tıbbiye-i Şahane binasına el koymuş, öğrenciler bir bölüme sıkıştırılmıştı. Tıbbiye öğrencileri sessiz kalmamaya karar verdi ve öğrencilerden Hikmet Bey etrafında örgütlendi. İşgali protesto edeceklerdi.

Hikmet Bey ve arkadaşları dev bir bayrak hazırladı, İngiliz nöbetçileri atlatarak okulun iki kulesinin arasındaki çatıya   astılar. İngilizler eyleme katılan tüm öğrencileri tutukladı. Ancak, Hikmet Bey ve arkadaşları, 14 Mart 1827 tarihinin, Osmanlı'da ilk modern tıp öğreniminin başladığı tarih olarak kabul edildiğini ve her yıl 14 Mart'ı kutladıklarını söylediler. İngilizler de eylemi sineye çekmek zorunda kaldı. 

En ünlüleri, en önde olmak üzere, vatansever Türk doktorları da öğrencilere destek oldu ve böylece Tıp Bayramı, tıp mesleği mensuplarının vatan savunma hareketi olarak başladı..

Tıp Bayramı, 1929-1937 yılları arasında, 12 Mayıs günü kutlandı. Bu tarih, Bursa’daki Yıldırım Darüşşifası’nda ilk Türkçe tıp derslerinin başladığı tarihtir. Ancak zamanla bu uygulamadan vazgeçildi ve 14 Mart yeniden Tıp Bayramı oldu.

Ailemde başta çocuklarım ve torunlarım olmak üzere birçok doktor var. Her yaş ve mevkide sayısız doktor arkadaşım, dostum, öğrencilerim, sevdiklerim var. 

Bir doktorun nasıl yetiştiğini, onların nasıl bıkmadan, yorulmadan, hiç şikayet etmeden, her türlü güçlüğü göze alarak can kurtarmaya çalıştığına şahit oluyorum ve işgal altındaki İstanbul’da protesto mitingi yapmalarına şaşmıyorum.

Hepsi vatanını çok seven insanlar. Hiç birisinden daha çok para kazanmak için vatanını, milletini, ailesini, sevdiklerini bırakarak yurt dışına gitmek istediklerini duymadım.

“Dertleri ne,” demiştim.

Aymaz, zır cahil ve beyni satılık bir kadının, Türkiye’nin ne kadar zenginleştiğini, ne muhteşem özgürlüklere kavuştuğunu anlatırken, Şu an biz doktor beğenmiyor ve dövüyoruz. O rahatlıktayız, daha bunun ötesi yok," deyişini hepimiz televizyonlarda içimiz kan ağlayarak izledik.

 

Aslında yalan söylemiyordu, kadın. Bir cerrah arkadaşım (profesör), “Biz eskiden bir ameliyat bitince hastaya ‘Geçmiş olsun’ diyorduk. Şimdi birbirimize ‘geçmiş olsun2 diyoruz. Çünkü işin içinde dayak var,” diyor.

Bu sözler aslında bu ortamı yaratanlara bir tokat

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —